Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 2017’den bu yana cezaevinde bulunan Osman Kavala’nın yaptığı ikinci başvuruyu öncelikli olarak inceleme kararı aldığı bildirildi.
Osman Kavala’nın hukuki temsilcileri Prof. Başak Çalı ve Prof. Philip Leach tarafından kaleme alınan ilgili açıklamada, AİHM’nin Kavala’nın yaptığı ikinci başvuruya öncelik verdiği ve başvurunun incelenmesi için Türk hükümetinden cevaplamasını istediği soruları açıkladığı duyuruldu.
Buna göre AİHM, Kavala’nın 18 Ocak’ta yaptığı başvuruyu, 21 Mart’ta Türk hükümetine ileterek, 16 Temmuz 2024’e kadar mahkemeye savunmasını sunmasını talep etti.
AİHM, 10 Aralık 2019 tarihinde aldığı kararla, Kavala’nın tutukluluğunun keyfi olduğunu siyasi saiklere dayandığını bildirmiş ve derhal salıverilmesi gerektiğine hükmetmişti. Türkiye’nin bu talebe kayıtsız kalarak Kavala’yı serbest bırakmaması üzerine de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye hakkında “ihlal prosedürü” başlatmıştı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Osman Kavala’nın derhal salıverilmesini gerektiren 2019 ve 2022 tarihli kararların icrasını denetlemeye devam ettiği aktarılan açıklamada, Türkiye’nin hukuken bağlayıcı olan bu kararlara uymakla yükümlü olduğu vurgulandı.
Osman Kavala’nın hukuki temsilcileri aracılığıyla AİHM’e yaptığı ikinci başvuruda şu şikayetler dile getiriliyor:
- Osman Kavala’nın 10 Aralık 2019 tarihinden bugüne kadar süren tutukluluğu bir bütün olarak hukuka aykırıdır
- Yerel mahkemeler Osman Kavala’nın tutukluluğunun hukukiliğini süratle denetlememişlerdir
- Osman Kavala’nın adil yargılanma hakkı ağır bir şekilde ihlal edilmiştir
- Osman Kavala’nın Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi (Hükümeti devirmeye teşebbüs etmek) uyarınca mahkûm edilmesi öngörülebilirlik şartına uygun değildir
- Osman Kavala’nın tutuklanması, kovuşturulması ve hapis cezasına çarptırılması kendisinin bir insan hakları savunucusu olarak susturulması ve cezalandırılması amacını taşımaktadır ve ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü haklarını ağır bir biçimde sınırlandırmaktadır
- Osman Kavala siyasi bir amaçla tutuklanmış, mahkûm edilmiş ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu siyasi amaç, onu susturmak ve cezalandırmaktır
- Masum bir insanın aşırı derecede uzun, keyfi, siyasi saiklere dayalı ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklanması ve hakkında verilen müebbet hapis cezasının gözden geçirilme imkanının bulunmaması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesini ihlal etmektedir.
DW/ET,JD
