Haber

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Rize’de iş insanlarıyla buluştu: (2)

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Depremin etkilerine rağmen bu dönemde ortalama yüzde 4,5 büyüme hızına ulaşacağımızı ve bunun sonucunda 2026 yılında 1,3 trilyonu aşan milli gelire sahip olacağımızı tahmin ediyoruz.” söz konusu.

Yılmaz, Rize Ticaret Borsası’nda iş insanlarıyla bir araya geldiği toplantıda Orta Vadeli Program’da kazananlardan bazılarını paylaşmak istediğini belirterek, “Bu yıl için yaptığımız varsayımlarda 2019’un üzerinde bir milli gelir görüyoruz. Bu yıl 1 trilyon dolar. Şu an itibariyle aslında buna ulaştı.” Yani geriye dönük 12 aylık hesaplama yaptığımızda 1 trilyon doları aşmış durumda. İlk kez 1 trilyon dolar seviyesini aştı. Bu yılın sonunda 1 trilyon 60 küsur milyar seviyesine ulaşmış olacak inşallah. Bu rakamlarla dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Nominal “Dolar bazında ve satın alma gücü açısından en büyük 11’inci ülkeyiz.” dedi.

Türkiye’nin son 20 yılda yüzde 5,5 büyüdüğünü belirten Yılmaz, “Dünya yüzde 3,6 büyüdü. Yıllık ortalamalardan bahsediyorum. Türkiye, dünyanın yaklaşık 2 puan üzerinde büyüdü. Bu çok büyük bir başarı. Her biri ortalama 20 yıl boyunca.” “Her yıl 2 puan büyümenin etkisini takdirlerinize sunuyorum. Bu çok değerli bir etki. Türkiye bunu son 20 yılda başardı.” değerlendirmesini yaptı.

Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde neler bekliyoruz?” Soruyu yönelterek sözlerine şöyle devam etti:

“Hem dünyada hem de bizde büyümede aşağı yönlü bir trend var. Dünya büyümesi yüzde 3 civarında. Ticaret maalesef daha da daralıyor. Dünyada pek olumlu bir atmosferde değiliz. Depremin etkilerine rağmen, Bu dönemde ortalama yüzde 4,5 büyüme oranı yakaladık.” Bunu başaracağımızı öngörüyoruz ve bunun sonucunda 2026 yılında 1,3 trilyonu aşan bir milli gelire sahip olacağımızı tahmin ediyoruz. Bu gerçekleştiğinde bunu o yılın nüfusuna böldüğünüzde kişi başına düşen gelirin yüzde 14 olmasını hedefliyoruz. bin 850 dolar. Bu bizi yüksek gelirli ülkeler ligine sokuyor. Alt sıralarda da olsa orta gelirli ülkeden çıkıp, yüksek gelirli ülkeler ligine girmiş bulunuyoruz. Bunu nasıl söylerim? Dünya Bankası’nın yaptığı bir hesaplama var. Tüm ülkeleri sınıflandırır. İşte düşük gelirli ülkeler, alt orta gelirli ülkeler, üst orta gelirli ülkeler, yüksek gelirli ülkelerde ise eşik değer 13 bin 845 dolar. Yani bir ülke kişi başına düşen gelirini 13 bin 845 doların üzerine çıkardığında Dünya Bankası kriterlerine göre yüksek gelirli ülkeler ligine giriyor. “Umarım Türkiye bu plan döneminde bunu başaracaktır.”

Yılda 900 bin ilave istihdam, dönem içinde ise 2,7 milyon ilave istihdam öngördüklerini belirten Yılmaz, “Ancak işsizlikte çok büyük bir düşüş olmayacak çünkü işgücüne katılımda yüksek artışlar öngörüyoruz. Eğitim arttıkça piyasalar genişledikçe işgücüne katılım da artacaktır.” “Artışlar var. Bu dönemin sonunda da az önce söylediğim gibi enflasyonun tek haneli olacağını umuyorum.” söz konusu.

2026 yılında ihracat ve turizm gelirlerinin artması bekleniyor

2026 yılında ihracatın 300 milyar doları, turizm gelirlerinin ise 70 milyar doları aşmasını beklediklerini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bu çerçevede bu yıl yüzde 4 civarında olmasını beklediğimiz cari açığın önümüzdeki dönemde kademeli olarak azalarak 2026’da yüzde 2 civarına ulaşmasını bekliyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde Türkiye cari fazla verir” Uzun vadede ise yapısal reformlarımız sonuç verdikçe cari açığın kademeli olarak azalarak 2026 yılında yüzde 2 civarına ulaşmasını bekliyoruz. farklı yapısal dönüşüm.”

Dünyanın bu zor döneminde Türkiye’nin en büyük şanslarından birinin siyasi güven ve istikrar olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:

“Geçen Mayıs ayında yapılan seçimlerde vatandaşlarımız siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Belirsizlik ekonominin düşmanıdır. Belirsizliğin olduğu yerde yatırım olmaz. Öngörülebilirliğin olmadığı yerde ekonomi gelişmez. Mayıs ayında siyasi belirsizliklerimiz ortadan kalktı. Bu çalışmalarımızla teknik belirsizlikleri de ortadan kaldırıyor, öngörülebilirliği artırıyoruz ve ümit ediyorum ki, “Bunun meyvelerini ve sonuçlarını önümüzdeki dönemde hep birlikte göreceğiz. Artık dış dünyadan daha fazla kaynak akışının olacağı bir döneme doğru gidiyoruz, rezervlerimizde zaten belli bir birikim sağlandı. Ancak önümüzdeki dönemde bunun artarak devam edeceğini umuyorum.”

Yılmaz, Türkiye’nin genç nüfusu, girişimcileri, eşsiz coğrafyası ve büyük potansiyeli olan istikrarlı, güçlü bir ülke olduğunu söyledi.

Türkiye’nin tarım, sanayi, turizm ve diğer hizmet sektörlerinde çok geniş fırsatlara sahip bir ülke olduğunu belirten Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İnşallah hep birlikte bu potansiyelleri kamu, özel, sivil toplum, akademik dünya olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin katkısıyla daha güçlü bir şekilde harekete geçireceğiz ve ‘Türkiye’ olarak adlandırdığımız Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını inşa edeceğiz. Yüzyıl’da çok daha güçlü ve birlikteyiz. Bu Bizim Orta Vadeli Programımızdır”, Türkiye Yüzyılının ilk Orta Vadeli Programıdır. Bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, bu programa her aşamada verdiği destek ve sağladığı siyasi iradeden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Tüm bakanlıklarımıza, sivil toplumumuza, meslek kuruluşlarımıza ve herkese şükranlarımı sunuyorum.”

Rize’ye 64 milyar liralık yatırım yapıldı

Cevdet Yılmaz, eşsiz bir doğaya sahip olan Rize’nin kültürel ve tarihi değerlerinin yanı sıra turizm ve ekonomi açısından da ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.

Rize’nin başta çay olmak üzere tarımda çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Yılmaz, yeni yapılan limanı, tünelleri ve yolları, çeşitli bölgelerle bağlantılarıyla ticaret ve lojistik alanında önemli fırsatlara sahip olduğunu vurguladı.

Yılmaz, Rize’nin başta bakır olmak üzere metal cevheri konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu, şehrin potansiyelinin daha güçlü değerlendirilmesi gerektiğini, bu noktada kamuoyu olarak ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti.

Rize’ye 64 milyar liralık yatırım yaptıklarına işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

“En değerli hizmetlerden biri bugün ilk kez indiğim Rize-Artvin Havalimanı. Çok gurur verici bir proje. Yani gerçekten ülke olarak geldiğimiz yeri gösteren bir proje. Deniz dolgusu ile muhteşem bir yapı inşa edilmiş. Ama belki de bundan daha değerli olanı hızlı bir şekilde “Valimiz’in bana verdiği bilgiye göre bu yıl beklenen yolcu sayısı 1 milyon. Bu havalimanını 1 milyondan fazla yolcu kullanacak. Bu gerçekten çok pahalı. 3 milyon kapasitelidir. Muhtemelen kısa sürede ciddi bir kapasite kullanımına ulaşacaktır.”

Taşımacılık ve lojistik alanında önemli çalışmalara imza attıklarına dikkat çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Karadeniz Sahil Yolu’nu tamamladık. İyidere Lojistik Merkezi önemli bir projemiz. Tekrar baktığınızda devlet ve il yollarında ciddi yatırımlar yaptık. Duble yol yatırımları yaptık. Rize 532 kilometre. Burada tabii ki tünellerin çok önemli bir yeri var. Ovit Kalkınma Bakanı olarak Tünelin hikayesini çok iyi biliyorum. Bakan olduğum dönemde yatırım programına alınan bir proje. O dönemde fizibilitesini takip ettim ve çok yakından çalıştım. Tamamlayıcı unsurlarıyla elbette çok kritik bir proje. Lojistik merkezi ve liman ilişkileriyle daha önemli. “Gelişecek bir proje. Erzurum gibi farklı illerde yapılacak bir takım ek yatırımlarla Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesi arasındaki ilişkiler, halkımızın refahının artırılmasının yanı sıra dış dünyayla ticaret açısından da değerli katkılar sağlayacaktır.”

Kentte yapılan tüneller ve bölünmüş yollara ilişkin bilgiler paylaşan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

“Elbette en değerli yatırımlarımızdan biri de üniversiteler. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bugün son derece etkili bir konuma geldi. Sabah rakamlara baktım, 17 binin üzerinde öğrencisi var. Çok sayıda akademik kadrosu ve kadrosu var. altyapısı çok iyi bir seviyeye ulaştı. 600 civarında öğrencisi var. Üniversitemize kayıtlı yabancı öğrenci sayısının daha da artması gerekiyor. Üniversiteler o ilin sanayisine ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacak kurumlardır. Sadece bir eğitim kurumu olarak görülmeli. Aynı zamanda bir araştırma kurumu ve geliştirme kurumu olarak da görülmeli. Girişimci bir üniversite “Konsept çerçevesinde üniversitelerimizden çok şey beklediğimizi belirtmek isterim.”

“Çay üreticilerinin her zaman yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz.”

Cevdet Yılmaz, dolgu alanını görme fırsatı bulduğunu anlatarak, şunları söyledi:

“Bunun üzerine şehir hastanesi yapılma ihtimali de var. O hastane yapıldığında sağlıkta çok daha farklı bir kapasite oluşacak. Doldurma az çok tamamlandı. Aldığım bilgiye göre bir çalışma yapılıyor. Yeni proje modeli üzerinden yürütülüyor. Döndüğümde Sağlık Bakanımızla bu konudaki gelişmeleri konuşacağım”İnşallah işleri hızlandırmak için neler yapabileceğimizi hep birlikte göreceğiz. Sağlık son derece değerlidir. Sadece sağlık hizmetleri açısından değil, sağlık turizmi açısından da. Bildiğiniz gibi sağlık turizmi sıradan turizme göre daha fazla getiri sağladığı için son derece değerli bir alan. Rize’nin gelecekte doğa turizmiyle daha fazla fırsata kavuşacağını umuyorum. “Umarım sağlık turizmini entegre edecek yeni stratejiler geliştirirler. Yani bu ülkemiz ve döviz kazancımız açısından son derece önemli.”

Eğitimdeki durumu değerlendiren Yılmaz, derslik başına düşen öğrenci sayısının ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının son derece düşük olduğunu belirtti.

Kentteki diğer yatırımlar hakkında da bilgi veren Yılmaz, çay atıklarından odun kömürü ve gübre üretimini takdirle karşıladığını, bu tür projeler sayesinde çevrenin korunduğunu ve girdi maliyetlerinin düşürülerek daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturulduğunu söyledi.

Türkiye’nin bu tür projelere çok ihtiyacı olduğunu belirten Yılmaz, Rize’de yeşil ve dijital dönüşümün örneklerini görmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Yılmaz, üniversitelerden bu tür fikirler geliştirmelerini beklediklerini belirterek, “İş dünyamız, yerel yönetim ve sivil toplumla yenilikler yapmalı, diyalog içinde hareket etmeliler. Üniversiteler kapalı bir sistem olmamalı. Ne fiziki bir duvar ne de bir duvar olmalı.” Üniversitenin etrafındaki zihinsel duvar, toplumun tüm kesimleriyle açık bir sistem olmalı.” “Üniversitelerimizin etkileşim içinde katma değer yaratması gerekiyor. Bunu da beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.” söz konusu.

Çay meselesinin çok kritik olduğunu ve Rize’nin temel sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

“Çaykur başta olmak üzere birçok tesisimiz var. Çay konuları ile ilgili olarak bugün Borsa Liderimizi tekrar dinleme fırsatımız oldu, kendisi bize kapsamlı bir rapor verdi. Bunu dikkatle analiz edip ilgili bakanlarımızla paylaşacağız. Dünyada en fazla çay tüketen ülke. Kişi başına düşen çay tüketiminde dünya birincisiyiz. Dolayısıyla çay, kültürel boyutundan diğer yönlerine kadar hayatımızda çok değerli bir unsurdur. Çayın katma değerini artırıyoruz. Borsa Lideri ve ekibini tebrik ediyorum. Kalkınma Bakanı olduğumuz dönemde Çay Araştırma Merkezi ve Çay Çarşısı’na destek verdik, o projeleri birlikte takip ettik. “Artık çok mutluyuz. Sonuçlara bakın, farklı çay türleri üretildi.”

Yılmaz, çay üreticisine her zaman destek olduklarını ve olmaya devam edeceklerini, kendilerine iletilen konuları ilgili bakan ve yetkililerle paylaşacağını sözlerine ekledi.

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kentteki temasları kapsamında Rize Belediyesi ve AK Parti Rize İl Müdürlüğü’nü ziyaret ederek, bir otelde düzenlenen toplantıda kanaat önderleriyle bir araya geldi.

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu